Kişinin kendini özgür hissedebilmesi büyük sorun, küçük yaşlarda eksikliğini yaşadığımız şeylerin yaşamımız boyunca tamamlanamaması, içimizde ukde kalması kaç yaşına kadar yaşarsak yaşayalım özgürlüğümüzü tamamlayamadığımız anlamına gelir.
Bunlardan biri 2000 li yıllarda BP’nin belirli bir litre üzerinde benzin satın alındığında müşterilerine hediye ettiği tır‘dı benim için, bir diğeri de Amerika Birleşik Devletlerinin Kaliforniya eyaletinde sörf yapan zengin çocuklar kadar parası olmayan garibanların dandik tahtaların altlarına taktıkları tekerlekler ile kaldırımlarda sörf yapabilmelerine olanak sağlayan ”Kaykay”dı. Yaşadığım şehirde bisiklet harici motorsuz taşıt satan bir yer yoktu, hoş, olsada Ecevit hükümetinin, bükük olan belini daha çok büktüğü memur olan babamın ne kaykay’a ayıracak bütçesi, ne de ” Ulan alalımda takılsın çocuk” diye düşünecek hali vardı.
BU İÇERİKTE BULUNAN TÜM VERİLER TÜİK VERİLERİNDEN FAYDALANARAK YAZILMIŞTIR…
Ne Ulan Bu Kaykay ?
Yıllar yılları kovaladı, ben büyüdüm babam yaşlandı, yani büyüdüm dediysem T.C. Anayasasına göre cezai ehliyet yaşımı tamamlamış, hatta bir üst seviye olan askerlik yaşına gelmiştim. ”Ulan daha da büyüyeceğiz heralde” derken birde baktım ki sigorta girişim yapılmış, yatan ilk maaşımla gidip afili bir kaykay çekmiştim altıma, hayallerim vardı, ilk maaşımla motorsuz bir taşıt alabilen bilen ben, ikinci ve üçüncü maaşımla kim bilir neler yapabilecektim, bu ay 120. maaşımı aldım ve hala 121. maaşımla neler yapabileceğimin hayalleri ile yaşıyorum.
1965 yılında Serbest ve Slalom stilleri ile yarışılan ilk ulusal kaykay turnuvası düzenlendi, ilgi büyüktü, insanlar halk ekmek kuyruklarında bekler gibi kaykay dükkanlarının kuyruklarında bekliyorlardı, Bir an önce alalım düşüncesi ”yarın öbür gün kesin zam gelir şimdi aldın aldın” mantığından değil ”bir an önce alalımda kaldırımlarda caka satalım” mantalitesinden kaynaklanıyordu. Her ne kadar Yenikapı mitinginde Bill Gates’i yargılayacaklarını iddaa eden aşı karşıtlarının ataları, kaykaycılar üzerinde baskı kursada ”şehirleri yaşanmaz hale getirdiler, sabi sübyanlarımız, çocuklarımız, evlatlarımız bu putperestlere özenip kolunu bacağını kırıyor, #kaykayyasaklansın” kampanyaları başlatsada o yıl 4 milyon dolar değerinde tahta satışı yapılıyor ve 1970’lerin başına kadar kaykay ve bu spora gönül verenler sessiz sakin kaldırımlarda takılmaya devam ediyordu.
Tabi benim zart diye birkaç satırda anlattığım 1940-1970 yılları arasında oldukça önemli gelişmelerde oluyordu
- 1960 yılında 4 sörf tahtası üreticisi bir araya gelip kaykay tahtası üretiyor
- 1963 yılında Kaliforniya da bulunan Hermosa Beach’te ilk kaykay sergisi düzenleniyor
- 1964 yılında kaykay ilk defa ABD’de ulusal bir tv şovu olan Surf’s Up programında yer alıyor
- 1964 yılında ilk kaykay dergisi olan The Quarterly Skateboarder yayın hayatına başlıyor
- 1965 yılında ilk ulusal kaykay şampiyonası düzenleniyordu.
1970’lerden önce kil ve metal malzemelerden oluşan kaykay tekerlekleri 1970’lerde Frank Nasworthy ağabeyimizin piyasaya poliüretan malzemesini tanıtması ile birlikte yeni bir hal aldı. Yıllar yılları kovaladı, değilmeyen tek şey değişimin kendisidir sloganında da olduğu üzere önceleri standart malzemelerden yapılan kaykay tahtaları polipropilen’den yapılmaya başlandı, bu malzeme standart malzemelere göre daha esnek olduğundan dolayı sporculara daha fazla hareket alanı tanıyordu. İlk başlarda kimsenin sallamadığı bu çocuklar bir kaykayın üzerinde 80 km/s hıza ulaşarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi ve cümle aleme kendilerini kanıtladılar. Florida’daki Skateboard City kaykay parkı ve California, San Diego County’deki Carlsbad Skatepark’ın açılışı ile geçtiğimiz yıllarda ”yok sörf kültürü elden gidiyahh, yok sabi sübyanlar kolunu bacağını kırıyorr” naraları atan güruh evlerine çekiliyor, panjurlarını indirip sessizliğin içinde yeni yaşamlarına merhaba diyorlardı. Sokak röportajlarında ağızlarına telefon sokulmasını bekleyen malum kitleden bunalan çocuklar bu parklar yapılmadan önce Kaliforniya’da terk edilmiş boş yüzme havuzlarında pratik yapıyorlardı.
1985 yılında yayınlanan ve en sevdiğim filmler sıralamasında birinci sırada yer alan, baş rolünde köse kardeşim, sevgili dostum, dava arkadaşım Marty McFly‘ın oynadığı ”Geleceğe Dönüş” filminde yer alan havada giden kaykay bu spora olan ilgiyi daha da arttırdı.
2001 yılına gelindiğinde kafayı top peşinde koşturmaktan kırmış 18 yaş altı beyzbol oyuncusu sayısı 8,2 milyon iken ötekileştirilen, dışlanan ve hakir görülen kardaşlarımın sayısı 10 milyonu geçmişti. 2003 yılında Uluslarası Kaykay Şirketleri Birliği 21 Haziran gününü Dünya Kaykay Günü ilan ederek, dış mihraklara gerekli cevabı vermiş, birlik ve beraberlik duygusunu tüm kaykay severlere aşılamıştı. İngiltere’nin başkenti Londra’da, Londra Büyükşehir Belediyesi İmar ve Çevre Komisyonu tarafından yapılması planlanan kentsel dönüşüm projesine göre şehirde bulunan kaykay pistinin yıkılması, ortaya çıkacak alana eşe dosta peşkeş çekilerek verilecek büfe,tuvalet ve taksi durağı yapılması kararlaştırıldı. Yaşadıkları bölgenin kültürünü devam ettirmek isteyen bağımsız bir kolektif yapı olarak ortaya çıkan Long Live Southbank oluşumu yüzyıllardır dünyanın anasını ağlatmış kraliyet ailesine karşı gelmiş ve topladıkları bağışlar sayesinde üzerlerinde oynanan bu haince oyunu bozmuştur, sarayında sütlü çayını içip ihale dosyası kovayalan kraliyet ailesi ise yüce milletin kararına saygı duymak zorunda kalmıştır.
2020 yılında Tokyo’da düzenlenen Yaz Olimpiyatlarında kaykay resmi olarak tanınmış ve diğer spor dalları gibi olimpiyatlarda yerini almıştır. Kendi topraklarından çıkan değerleri elinin tersi ile iten memleketimi örnek alan Amerika bu olimiyatlarda Japon animeleri tarafından tokatlanmış ve birinciliği samuraylara kaptırmıştır. İşin en ilgi çekici kısmı ise Japonya’yı temsil eden kardeşimiz Momiji Nishiya henüz 13 yaşında olmasına rağmen altın madalyanın sahibi olmuş, başta beden eğitimi öğretmeni, Tokyo Vatandaşlık ve Nüfus Dairesi müdürlüğünde çalışan annesi ve Toprak Mahsülleri Ofisinde çalışan babası olmak üzere tüm japon halkının göğsünü kabartmıştır.
Kaykay Kayarken Dinlenebilecek veyahut ”Ulan bir kaykayım olsa kesin kayarken bu şarkıları dinlerdim” diyenlerin buluşma noktası olan ”Kaldırım Sörfü” makalesi İsviçreli Bilim İnsanları tarafından özel olarak oluşturulan çalma listesine aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.