Bu eser, Aydın ilinin Efeler ilçesinde ki Bahar Kıraathanesinde yeşil çuhalı bir masa da kaleme alınmıştır.
Müzik setleri ile tanışmam Sabah Gazetesinin bizim aile dahil Türkiye’de bulunan birçok aileye attığı kazık ile başladı. Uzan uza bu gondiklenme olayını anlatıp hem canınızı sıkmak hemde tekrar tetiklenip üzülmek istediğim için meraklıları için ilgili linki yazının sonuna ekliyorum.
Ne Ulan Bu Boombox?
Boombox, kimileri için basit bir müzik çalar olmakla beraber benim için bir devrin başlangıcı, birçok kültürün yapı taşı konumunda olan bir müzik çalardır. Örneğini aşağıda da görebileceğiniz üzere bu canavar, içerisinde bir amfi, birden fazla bağlanabilen kolon, sağlam bir taşıma sapından oluşuyor gibi gözükse de AM/FM radyolara bağlanabilme, kasetlerin üzerine kayıt alabilme gibi dönemin şartlarına göre muazzam özelliklere sahip olması ile hâlâ gönüllerimizde ki yerini kaybetmiş değil. 1980 lerin ortalarında bu özellikler yetmiyormuş gibi bu arkadaşa İsviçreli Bilim İnsanları tarafından CD çalabilme özelliği de yüklenince 2002 yılında FIFA listelerinde üst sıralara tırmanan Millî Takım gibi gönlümüzde ki sıralaması da iyice yükseldi.
Elektrikle ve Pil ile çalışabilme özelliğine sahip olan Boombox’lar her ne kadar ‘ulan kesin ameriga’da bulunmuştur bu ” imajı yaratsa da 1970’lerin başında Japonya’da geliştirildi ve Avrupa pazarına girdi. 1990’lı yıllarda her evde olan dantel furyası gibi 1970 ler de Avrupa’da hemen hemen her evde bir boombox vardı. Her ne kadar Japonya’da üretilip piyasaya Avrupa kıtasında sürülseler de Boomboxlar tarihe adını altın harflerle yazdırma işini Amerika’da gerçekleştireceklerdir.
Panasonic , Sony, General Electric ve Marantz markaları tarafından 1970’lerin sonunda Amerika’da da üretilmeye başlayan Boomboxl’lar, New York, Los Angeles ve Washington DC de yaşamını sürdüren Kentli ergen toplulukları tarafından kabul gördü.
2000’li yılları başında 90 model şahin görünümlü doğanlara yerleştirilen tesco’lar ile sevdiği kızın mahallesinden ” Kopamam Senden ” açıp gezen bizler gibi, o dönemlerde de bu aletlerin en çok tercih edilmesinin nedeni verdikleri sağlam bas sesleri idi. Müzik ve kara sevda böyle bir şey işte, belki de Washington DC de ki bir genç ile Kırklareli’li bir genci birleştiren tek ortak nokta.
İkonik Tasarım
Tasarım işinden anlamam ama bir tüketici olara her şeyin sade olmasından yanayım, başlarda sade ve işlevsel olarak tasarlanan Boombox’lar satış hacimlerinin artmasıyla birlikte bir dizi değişime uğradı. Başlarda tek kasetçalar ve iki büyük hoparlör den oluşan tasarım ilerleyen yıllarda üzerine ikinci kaset çaların, ekolayzırın ve led ses göstergelerinin de eklenmesi ile daha afili bir hal aldı. Günümüz koşullarında statü göstergesi olan cep telefonları, ayakkabılar ve oturduğumuz evin semti gibi konular o zamanlar Boombox’lar üzerinden şekilleniyordu. O dönemlerde Boombox sahibi olmak ” Top benim ben kaleye geçmem ” havası atan ana babası zengin çocuk atarı ile eşdeğerdi. 1990’lı yıllarda CD teknolojisinin gelişmesi ile Boombox’lar artık CD de çalıyordu. E tabi daha önce demir den yapılan kasaları da artık plastikten yapılmaya başlanmış, sizin anlayacağınız işin yavaş yavaş boku çıkmaya başlamıştı.
Kültüre Katkısı, Ghetto Blaster Dönemi
Şimdi yukarıda çok attı tuttum ” hemen hemen her gençte vardı bu aletten” diye ama esasen bu alet daha çok Amerika da bulunan Hispanik ve Siyahi gençlerle ilişkilendirildi. Getto mahallerinde ki halka açık yerlerde yüksek sesle müzik dinleyen bu evlatlarımız, mahalleli tarafından ”şu serserileri def edin buradan çoluğumuz çocuğumuz hastamız var, yarın sabah işe gideceğiz” şikayetleri ile sık sık Ney York Polis Departmanına şikayet ediliyor, halka açık yerlerde boombox ile müzik dinlenilmesinin yasaklanması üzerine çalışmalar yürütülüyordu. Gariban mahallelerde dinlenen boombox’lar zamanla çıkardıkları yüksek ses nedeni ile ” Ghetto Blaster” olarak tanımlanacaktı.
E söz konusu garibanlık ve müzik ise hemen peşinden hiphop gelir, sokakta yüksek ses ile çalınabilen boomboxlar zamanla break dansçıların ve freestyle kapışma yapan mc lerin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Schoolly D ve The Beastie Boys’un da Boombox’lara olan özel ilgisi bu müzik setini hiphop kültürü ile özdeşleştirdi.
Gidiyor Gönlümün Efendisi, Walkman VS Boombox
Yıllardır Seyit Onbaşı gibi oradan oraya koca koca boombox’ları taşıyıp bedavadan kol kası yapan gençler ” Millete çok eziyet ettik, e artık yaş kemale erdi, şunun küçüğünden alıp evde sakin sakin takılalım ” moduna girince, e walkman cihazları da bu açığı görüp piyasaya girince attıkları tokat ile boombox’ları Allah’ına kavuşturdular. Walkman’ler her ne kadar Boombox’ları piyasadan silmiş olsa da kuşkusuz yeni bir dönemin ve gelişim sürecinin de öncüleri oldular. Biz hem Boombox’lar dan hem de Walkman’ler den razıyız.
Sabah Gazetesinin 90’lı Yıllarda Kuponla Verdiği Müzik Seti